Aslında kendi başıma olmayı tercih ederim.
- I basically prefer being by myself.
Bu aslında oldukça basit.
- It's basically quite simple.
Temelde, kesinlikle haklısın.
- Basically, you're absolutely right.
Ben temelde hiç kimseyim.
- I'm basically a nobody.
Temel olarak, fikrine katılıyorum.
- Basically, I agree with your opinion.
Temel olarak gelme nedenim bu.
- That's basically why I came.
Matematik bütün bilimler için esas niteliği taşır.
- Mathematics is basic to all sciences.
Fizik esas doğa bilimidir.
- Physics is the basic physical science.
Tom oyunun temel kurallarını kolaylıkla öğrendi.
- Tom easily learned the basic rules of the game.
Bir köpek bakmanın temel kuralları nelerdir?
- What are the basic rules for keeping a dog?
Dan temel anatomi derslerine bile girmedi.
- Dan didn't even take basic anatomy classes.
Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.
- Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users.
Bu otelin odaları oldukça basit.
- The rooms in this hotel are pretty basic.
They've added some fancy features, but it's basically still a car.
Many programs were written for the Sinclair Spectrum computer in BASIC.
Arithmetic is a basic for the study of mathematics.
Rice is a basic for many Asian villagers.
... And so we basically had to send people throughout the Bay Area ...
... Which was basically Daisy Dukes sparkles. ...