Tekstil fabrikasının pencereleri demir çubuklarla donatılmış bu yüzden fabrikada yangın çıktığında işçilerden çoğu öldü.
- The textile factory's windows are fitted with iron bars so when a fire broke out inside the factory, most of the workers died.
Kız paralel çubuklarda egzersiz yaptı.
- The girl exercised on the parallel bars.
Bu çelik çubuk sertleştirilmeli.
- This steel bar must be tempered.
Barack Obama'nın dışında, bütün ABD başkanları beyazdı.
- With the exception of Barack Obama, all US presidents have been white.
Barak Obama dışında bütün Amerika başkanları beyazdı.
- Aside from Barack Obama, all US presidents were white.
At kaçtıktan sonra ahır kapısını kapatmak için çok geç.
- It's too late to shut the barn door after the horse has run off.
At kaçtıktan sonra ahır kapısını kapatmak için çok geç.
- It's too late to shut the barn door after the horse has run away.
Çıplak ellerinle bir elmayı parçalayabilir misin?
- Can you break an apple in half with your bare hands?
Seni çıplak ellerimle parçalayabilirim.
- I can rip you apart with my bare hands.
Barack Obama hariç bütün ABD başkanları beyazdı.
- Excluding Barack Obama, all US presidents were white.
Barack Obama hariç Amerika Birleşik Devletlerinin bütün başkanları beyazdı.
- Excluding Barack Obama, all presidents of the United States were white.
O bir kalıp sabun tüketti.
- She used up a bar of soap.
Tom bir kalıp çikolata satın aldı.
- Tom bought a bar of chocolate.
Yüksek tarifeler uluslararası ticaret için bir engel haline gelmiştir.
- High tariffs have become a barrier to international trade.
Onlar gazetecileri seçimlerle ilgili rapor vermekten engelledi.
- They barred journalists from reporting on the elections.
Bariyerde biletini göster.
- Show your ticket at the barrier.
Our product made from bar stock as opposed to extruded aluminum.
İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?
- An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what?
O, sessiz müziği tercih ediyor - örneğin barok.
- She prefers quiet music - the baroque, for example.
Senin bir baron olduğunu düşündüm.
- I thought that you were a baron.
Kapıyı sürgüleyip kilitledik.
- We barred the door and locked it.
Tom parmaklıklar ardında birkaç yıl geçirdi.
- Tom spent a few years behind bars.
Seni demir parmaklıklar ardında görmek istiyorum.
- I want you behind bars.
Ben deneyimimden biliyorum; yalın ayak futbol oynamak kötü bir fikir. Kolayca kırık ayak parmaklarınla son verebilirsin.
- I know from experience; playing soccer barefoot is a bad idea. You could easily end up with broken toes.
Sol kolumu zar zor bükebiliyorum.
- I can barely bend my left arm.
Step up to the bar and order a drink.
There were no bars so I didn't get your text.
He invited everyone to his wedding bar his ex-wife.
bar the door.
I couldn't get into the nightclub because I had been barred.
Suppose we have two objects, foo and bar.
bar of soap.
He's studying hard to pass the Bar this time; he's failed it twice before.
Ancient Sparta used iron bars instead of handy coins in more valuable alloi, to physically disencourage the use of money.
Ireland, or something of that sort, which he described in his lengthy dissertation as the richest country bar none on the face of God's earth.
has simple, attractive beach bungalows that mostly attract surfers and a bar-resto with satellite TV.
After a frenzy of anticipatory blogging, the bar/resto is finally ready, replete with house-infused spirits and a menu blurring sweet and salty.
We'll see you at the pub.
- Size barda eşlik edeceğiz.
Tom walked into the pub and ordered a pint of beer.
- Tom birahaneye yürüdü ve bir bardak bira ısmarladı.
The local government closed all bars and saloons.
- Yerel yönetim tüm barları ve salonları kapattı.
Barsoom was the biggest Martian town. It had the fanciest saloon. It was the Wild, Wild Red.
- Barsoom en büyük Mars kentiydi. En süslü salona sahipti. Orası Vahşi, Vahşi Kırmızıydı.
... in time. And that is to go back in time to meet a certain bar room drunk who gets ...
... the deadly raid the mini bar watch a porn film to tell you what ...