His pass was right on the tape.
After the party there was tape all over the place.
Don’t fight the tape.
Old couples sometimes will play tapes at each other during a fight.
Hand me some tape. I need to fix a tear in this paper.
Did you get that on tape?.
Tom's mouth was taped shut with duct tape.
- Tom'un ağzı bir koli bandıyla bantlanarak kapatılmıştı.
Tom rewound the tape.
- Tom bantı yeniden sardı.
He put a Band-Aid on his hand.
- O, eline bir yara bandı yapıştırdı.
Please give me a Band-Aid and some medicine.
- Lütfen bana bir yara bandı ve biraz ilaç ver.
We don't have enough bandwidth to use that service.
- Bu hizmeti kullanmak için yeterli bant genişliğine sahip değiliz.
Tom was sweating profusely after a half an hour on the treadmill.
- Tom, koşu bandındaki yarım saatten sonra çok terliyordu.
My life has become a treadmill, and I need a break.
- Hayatım bir koşu bandı haline geldi ve bir mola vermem gerekir.
Scotch brand is a type of adhesive tape.
- Scotch brand yapışkan bir bant türüdür.
The improvements we've made on the assembly line could eventually lower prices.
- Montaj bandında yaptığımız iyileştirmeler sonunda fiyatları düşürebilir.
He built them on an assembly line.
- Onları montaj bandı üstünde yaptı.