Onlar bir balon uçurdular.
- They sent up a balloon.
Balon yavaş yavaş indi.
- The balloon descended slowly.
Tom kağıdı bir top gibi kırıştırdı ve odanın içinde fırlattı.
- Tom crushed the sheet of paper up into a ball and threw it across the room.
Jabulani, 2010 FIFA Dünya Kupası'nın resmi maç topudur.
- The Jabulani is the official match ball of the 2010 FIFA World Cup.
Bir top oyununa gitmek ister misin?
- Do you want to go to a ball game?
Polo gibi at sırtında oynanılan bir oyunun aksine futbol aslında ayakla oynanılan bir top oyunu demekti.
- Football originally meant a game played with a ball on foot - unlike a game played on horseback, such as polo.
Eğer teyzemin taşakları olsaydı, amcam olurdu.
- If my aunt had balls, she'd be my uncle.
Top yuvarlaktır ve maç 90 dakika sürer.
- The ball is round, and the game lasts 90 minutes.
Futbol topu yuvarlaktır.
- The soccer ball is round.
Top yerde bana doğru yuvarlandı.
- The ball rolled on the ground towards me.
Top yuvarlaktır ve maç 90 dakika sürer.
- The ball is round, and the game lasts 90 minutes.
The children were playing ball in the garden.
2007: A good tackle (and some bad ones) will bring a cry of Ball! from the crowd – a plea for a holding the ball free kick. — AFL Sydney Swans Rules Zone.