bakıye

listen to the pronunciation of bakıye
Турецкий язык - Английский Язык

Определение bakıye в Турецкий язык Английский Язык словарь

bakiye
{i} arrears
bakiye
balance

The balance at the bank stands at two million yen. - Bankadaki bakiye 2 milyon yende duruyor.

What's the balance of my account? - Hesabımın bakiyesi nedir?

bakiye
rest
bakiye
(Bilgisayar) surplus
bakiye
balance due
bakiye
(Bilgisayar) shortfall
bakiye
residual
bakiye
duesamount
bakiye
remaining
bakiye
dues amount
bakiye
remainder
bakiye
(Hukuk) balance, residue
bakiye
arrear
bakiye
residuum
bakiye
remaining balance
bakiye
remainder; balance
bakiye
effects
bakiye
{i} remnant
bakiye borç
(Ticaret) balance due
bakiye kuvvetler
(Askeri) residual forces
bakiye kalmamak
no unpaid balance
bakiye arz etmek
(Kanun,Ticaret) show a balance of
bakiye asfalt
residual asphalt
bakiye göl
relict lake
bakiye haczi
(Kanun) attachment of balance
bakiye itibariyle mizan
(Ticaret) list of balances
bakiye kalem
(Ticaret) residual item
bakiye masraf
(Ticaret) residuary outlay
bakiye talep
(Ticaret) residual demand
bakiye toprak
(Tarım,Teknik) residual soil
bakiye toprak
(Tarım) sedantary soil
devreden bakiye
(Ticaret) outstanding balance
geçerli bakiye
(Bilgisayar) current balance
nakit bakiye
(Ticaret) cash balance
sıfır bakiye
(Ticaret) zero balance
aktif bakiye
(Ticaret) active balance
alacaklı bakiye
credit balance
borçlu bakiye
red
cari işlemlerdeki bakiye
(Ticaret) balance on current account
eksi bakiye
(Ticaret) account in debit
eksi bakiye veren hesap
(Ticaret) deficit account
fazla bakiye
active balance
kırmızı bakiye
(Ticaret) red-ink
kırmızı bakiye
(Ticaret) red balance
mevcut bakiye
(Ticaret) available balance
minimum bakiye
(Ticaret) minimum balance
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение bakıye в Турецкий язык Турецкий язык словарь

bakiye
Alacak ve borçlar arasındaki fark
bakiye
Artık, artan, kalan, geri kalan
bakiye
Kalıntı: "Bunun bir eski ev değil, dünyayı terk etmişlere mahsus bir manastır bakiyesi olduğunu anlardım."- A. Ş. Hisar
bakiye
Artık, artan, kalan, geri kalan: "Hastanelerde boş yatak kalmamış, çoğunda ikişer kişi, bakiyesini bahçeye yatırıyorlar."- A. İlhan
bakiye
Kalıntı
BAKİYE
(Hukuk) Artık, geri kalan, kalıntı
bakıye
Избранное