During my childhood, I used to come here frequently, look around and think.
- Düşünmek ve etrafa bakınmak için çocukluğum sırasında buraya sıklıkla gelirdim.
She did nothing but look around.
- O, etrafına bakınmaktan başka bir şey yapmadı.
See that my children behave well at school.
- Benim çocukların okulda iyi davrandığına bakın.
For further information, see page 16.
- Daha fazla bilgi için, sayfa 16'ya bakın.
The girl, who had her head on the boy's shoulder, looked around in surprise.
- Kafasını erkeğin omuzuna koymuş olan kız şaşkın şaşkın etrafına bakındı.
No, thank you. I'm just looking around.
- Hayır, teşekkürler. Sadece etrafa bakınıyorum.