He doesn't carry much baggage on his trips.
- Gezilerinde çok bagaj taşımaz.
I put my suitcase in the baggage room yesterday, but now it seems to be missing.
- Dün bavulumu bagaj odasına koydum ama şimdi kayıp gibi görünüyor.
Please look after my luggage.
- Lütfen bagajıma göz kulak ol.
Tom doesn't carry much luggage on trips.
- Tom gezilerde çok bagaj taşımaz.
Tom put his bags in the trunk, then hopped in the car and drove off.
- Tom çantalarını bagaja koydu, sonra arabaya bindi ve arabayla uzaklaştı.
Tom opened the trunk and found it empty.
- Tom bagajı açtı ve onu boş buldu.
What kind of stuff do you keep in the trunk of your car?
- Arabanızın bagajında ne gibi şeyler saklıyorsunuz?
Tom started to pack up his stuff.
- Tom bagajını toparlamaya çalıştı.
Tom opened the boot to take out the spare wheel.
- Tom yedek lastiği çıkarmak için bagajı açtı.
Tom sat next to Mary on the tailgate.
- Tom bagaj kapağı üzerinde Mary'nin yanında oturdu.