Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
I go into the store, and who do I see? An American friend, who immediately begins to tell me what has been going on with him since we last met.
- Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı.
Let's go back before it begins to rain.
- Yağmur başlamadan önce geri dönelim.
He began to work for that company last year.
- O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı.
He began his meal by drinking half a glass of ale.
- Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.
Tom abandoned his car that had run out of gasoline and started walking.
- Tom benzini biten arabasını terk etti ve yürümeye başladı.
He stopped smoking and started running.
- Sigarayı bıraktı ve koşmaya başladı.
Birth is, in a manner, the beginning of death.
- Doğum,bir şekilde,ölümün başlangıcıdır.
The beginning is the most important part of the work.
- Başlangıç işin en önemli kısmıdır.
The War of 1812 had begun.
- 1812 Savaşı başlamıştı.
The French and Indian War had begun.
- Fransız ve Hint Savaşı başlamıştı.
Now I must go about my work.
- Şimdi işime başlamalıyım.
The student center is a good place to strike up conversations.
- Öğrenci merkezi konuşmalara başlamak için iyi bir yer.
She had no idea how to set about her work.
- İşine nasıl başlayacağı konusunda bir fikri yoktu.
I must set about that work without delay.
- Gecikmeden o işe başlamalıyım.
Now let's get down to work.
- Şimdi çalışmaya başlayalım.
I've never seen him really get down to work.
- Onun gerçekten işe başladığın asla görmedim.
Tom's trial commenced three days later.
- Tom'un davası üç gün sonra başladı.
Hostilities commenced.
- Düşmanlıklar başladı.
There's nothing better than a good cup of coffee to start off the day.
- Güne başlamak için güzel bir fincan kahveden daha iyi bir şey yoktur.
I quit my job and moved so I could start off with a clean slate.
- Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım.