He finally became the president of IBM.
- O, nihayet IBM'in başkanı oldu.
The President of France visited Okinawa.
- Fransa Başkanı, Okinawa'yı ziyaret etti.
Lee Leffingwell is the head of the Austin City Council.
- Lee Leffingwell, Austin Şehir Konseyi'nin başkanıdır.
Keiko is at the head of her class.
- Keiko, sınıf başkanıdır.
Mr Suzuki, who is a former Prime Minister, will be chairman of the committee.
- Bay Suzuki, eski bir Başbakan, komitenin başkanı olacak.
Tom didn't expect to be appointed chairman.
- Tom başkan olarak atanmayı beklemiyordu.
Former London mayor Boris Johnson was the leader of the campaign for Brexit.
- Eski Londra Belediye Başkanı Boris Johnson Brexit için kampanyanın lideriydi.
Republican Party leaders criticized President Hayes.
- Cumhuriyetçi Parti liderleri Başkan Hayes'i eleştirdi.
The army chief reported that the war was lost.
- Genelkurmay başkanı savaşın kaybedildiğini bildirdi.
He served as chairman for three years.
- O, üç yıl başkan olarak görev yaptı.
Mr Suzuki, who is a former Prime Minister, will be chairman of the committee.
- Bay Suzuki, eski bir Başbakan, komitenin başkanı olacak.
Mr. Jackson is our principal.
- Bay Jackson bizim başkanımız.
We elected her chairperson.
- Biz onu başkan seçtik.
They elected her chairperson.
- Onlar onu başkan seçtiler.