He finally became the president of IBM.
- O, nihayet IBM'in başkanı oldu.
In 1860, Lincoln was elected President of the United States.
- 1860'ta Lincoln, Birleşik Devletler başkanlığına seçildi.
Ikeda made several silly mistakes, and so he was told off by the department head.
- Ikeda birkaç aptalca hata yaptı ve bu yüzden ona bölüm başkanı tarafından ağzının payı verildi.
Keiko is at the head of her class.
- Keiko, sınıf başkanıdır.
Tom didn't expect to be appointed chairman.
- Tom başkan olarak atanmayı beklemiyordu.
Mr Suzuki, who is a former Prime Minister, will be chairman of the committee.
- Bay Suzuki, eski bir Başbakan, komitenin başkanı olacak.
I am the patrol leader.
- Ben devriye başkanıyım.
Republican Party leaders criticized President Hayes.
- Cumhuriyetçi Parti liderleri Başkan Hayes'i eleştirdi.
The army chief reported that the war was lost.
- Genelkurmay başkanı savaşın kaybedildiğini bildirdi.
Tom didn't expect to be appointed chairman.
- Tom başkan olarak atanmayı beklemiyordu.
Mr Suzuki, who is a former Prime Minister, will be chairman of the committee.
- Bay Suzuki, eski bir Başbakan, komitenin başkanı olacak.
Mr. Jackson is our principal.
- Bay Jackson bizim başkanımız.
Mike acted as chairperson of the meeting.
- Mike toplantının başkanı gibi davrandı.
Mr. Jordan is the chairperson.
- Bay Jordan başkandır.