başkalık

listen to the pronunciation of başkalık
Турецкий язык - Английский Язык
diversity
difference; change; diversity
alteration, change
discrepancy
dissimilarity
dissimilitude
(Sosyoloji, Toplumbilim) alterity
başka
else

Is there anyone else wanting to eat? - Yemek yemek isteyen başka birisi var mı?

A stranger tapped me on the shoulder from behind. He must have mistaken me for someone else. - Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı.

başka
different

I would do it in a different way than you did. - Senin yaptığından başka türlü yapardım.

Is this a different word or just another form of the same word? - Bu farklı bir kelime mi yoksa aynı kelimenin başka bir hâli mi?

başka
another

I have another friend in China. - Çin'de başka bir arkadaşım var.

Show me another camera. - Bana başka bir kamera göster.

başka
other

By other's faults wise men correct their own. - Akıllı insanlar başkalarının hatalarıyla kendi hatalarını düzeltirler.

They are talking loudly when they know they are disturbing others. - Başkalarını rahatsız ettiklerini öğrendiklerinde yüksek sesle konuşuyorlardı..

başka
otherwise

I could not have done otherwise. - Başka türlü yapamazdım.

I thought it was a good book, but Jim thought otherwise. - Ben onun iyi bir kitap olduğunu düşünmüştüm fakat Jim başka türlü düşündü.

başka
beside

Was there anybody else besides Tom? - Tom'dan başka orada kimse var mıydı?

There was no one there besides me. - Orada benden başka kimse yoktu.

başka
other than

Did anybody other than Jim see her? - Jim'den başka onu gören biri var mı?

It's unlikely that anyone other than Tom would be interested in buying this. - Tom'dan başkasının bunu almayı istemesi pek olası değil.

başka
forth
başka
but

The girl did nothing but cry. - Kız ağlamaktan başka bir şey yapmadı.

It was nothing but a joke. - Bu şakadan başka bir şey değildi.

başka
any more

To be happy and not ask any more questions would be best. - Mutlu olmak ve başka soru sormamak en iyisi olur.

I don't want any more surprises. - Başka sürprizler istemiyorum.

başka
(Bilgisayar) more

Good health is more valuable than anything else. - İyi sağlık başka herhangi bir şeyden daha değerlidir.

Cows are more useful than any other animal in this country. - İnekler bu ülkede başka bir hayvandan daha faydalıdır.

başka
apart

What else did you find in Tom's apartment? - Tom'un dairesinde başka ne buldun?

This apartment is bigger than any other one in the building. - Bu daire, binadaki herhangi başka birinden daha büyüktür.

başka
saving
başka
{s} distinct
başka
what else

What else would you like to know? - Başka ne bilmek istersin?

What else could I have done? - Başka ne yapabilirdim?

başka
alternate
başka
alternative

They had no alternative but to retreat. - Geri çekilmekten başka seçenekleri yoktu.

We agreed that there was no other alternative. - Başka seçenek olmadığını kabul ettik.

başka
further

Do you have any further questions to ask? - Soracak başka sorunuz var mı?

Do you have any further questions? - Başka sorularınız var mı?

başka
atypical
başka
any further
başka
to another
başka
apart from

Apart from his parents, no one knows him very well. - Ebeveynlerinden başka hiç kimse onu çok iyi tanımıyor.

Apart from my sister, my family doesn't watch TV. - Kız kardeşimden başka, ailem televizyon izlemez.

başka
except, apart (from), other (than)
başka
except

The man, who had not eaten for three days, had trouble thinking about anything except food. - Adam üç gündür bir şey yememişti, yiyecekten başka bir şey düşünemiyordu.

I know nothing except that she left last week. - Geçen hafta ayrıldığından başka bir şey bilmiyorum.

başka
excepting
başka
barring
başka
other, another, different
başka
slang gypsy
başka
hetero
başka
another; other; different; else
başka
save

The President called on everyone to save energy. - Başkan enerji tasarrufu yapmak için herkesi aradı.

Nothing but a miracle can save her now. - Artık onu bir mucizeden başka hiçbir şey kurtaramaz.

başka
noneot
Турецкий язык - Турецкий язык
Alışılana benzememe, değişik olma durumu, değişiklik
Başka
özge
Başka
(Hukuk) MAADA
başka
Bilinenden ayrı, değişik, farklı, özge: "Yıllar sonra olaya başka bir açıdan bakabildim."- H. Taner
başka
Bilinenden ayrı, değişik, farklı, özge
başka
"Ayrıca, üstelik, bir yana" anlamlarında -dan / -den başka biçiminde kullanılır
başka
Nitelik yönünden alışılmışın dışında bir üstünlüğü olan
başka
Konu edilen, bilinenden ayrı nesne ve kimse için teklik veya çokluk olarak başkası, başkaları biçiminde kullanılır
başka
Konu edilen, bilinenden ayrı nesne ve kimse için teklik veya çokluk olarak başkası, başkaları biçiminde kullanılır: "Başkalarının otuz liraya yaptığı bir kostümü siz niye seksen liraya yapıyorsunuz?"- R. N. Güntekin. "Ayrıca, üstelik, bir yana" anlamlarında -dan / -den başka biçiminde kullanılır
başka
Nitelik yönünden alışılmışın dışında bir üstünlüğü olan: "Bütün bunlar beni herkesten başka bir insan yapmıyor."- H. E. Adıvar
başkalık
Избранное