He successfully passed the exam.
- O, sınavı başarıyla geçti.
Rosetta's probe, Philae, has successfully landed on the comet 67P/Churyumov–Gerasimenko.
- Rosetta sondası Philae, 67P / Churyumov-Gerasimenko kuyruklu yıldızına başarıyla indi.
I'm worrying about your success.
- Başarın hakkında endişeleniyorum.
His escape attempt was successful.
- Kaçış denemesi başarılıydı.
His achievements were acknowledged.
- Onun başarıları kabul edildi.
This building is the architect's crowning achievement.
- Bu bina mimarın en yüksek başarısıdır.
That was our biggest accomplishment.
- O bizim en büyük başarımız.
This is no trivial accomplishment.
- Bu önemsiz bir başarı değil.
The player performed a wonderful feat.
- Oyuncu, harika bir başarı gerçekleştirdi.
The international space station is an amazing feat of engineering.
- Uluslararası uzay istasyonu inanılmaz bir mühendislik başarısıdır.
I hope you will succeed in winning the prize.
- Umarım ödülü kazanmayı başarırsınız.
You win some, you lose some.
- Her zaman başarılı olamazsın.
The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful.
- Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.
If you're trying to scare me, you're succeeding.
- Beni korkutmaya çalışıyorsan başarıyorsun.
I have serious doubts about their plan succeeding.
- Onun planının başarısı hakkında ciddi şüphelerim var.
This deed became one of the most emblematic milestones of the Revolution.
- Bu başarı, devrimin en simgesel kilometre taşlarından biri oldu.
Success in life calls for constant efforts.
- Hayatta başarı sürekli çaba gerektirir.
I'm sure your efforts will result in success.
- Çabalarının başarıyla sonuçlanacağından eminim.
She wanted to show off her cleverness during class, but she failed.
- O ders sırasında akıllılığını göstermek istedi ama o başarısız oldu.
The show was a success.
- Gösteri bir başarıydı.
Everybody expected the musical to be a great hit, but it was far from being a success.
- Herkes müzikalin büyük bir hit olmasını bekliyordu fakat o başarılı olmaktan çok uzaktı.
Their concert was a big hit.
- Onların konseri büyük bir başarıydı.