Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

bağış

listen to the pronunciation of bağış
Турецкий язык - Английский Язык
grant

We must not take anything for granted. - Bağışlanan hiçbir şeyi kabul etmemeliyiz.

donation

There is an urgent need for donations. - Bağışlara acil bir ihtiyaç vardır.

We've received just over 3,000 dollars in donations so far. - Şimdiye kadar bağışlarda sadece 3,000 doların üzerinde aldık.

endowment

The university's endowment has decreased steadily over the last ten years. - Üniversitenin bağışı son on yılda giderek azalmıştır.

grant, donation
donative
bounty
contribution

They are collecting contributions for the church. - Kilise için bağış topluyorlar.

gift
offering
benefaction
grant, donation, charity, benefaction, largess, largesse
offer
bestowal
largesse
largess
(Kanun) legacy
(Ticaret) subscription
giving

Instead of giving each other Christmas presents this year, we donated the amount we would have spent on presents to a charity. - Bu yıl birbirimize Noel armağanları vermek yerine hediyeler için harcayacağımız miktarı hayır kurumuna bağışladık.

I'm giving my old books away. - Eski kitaplarımı bağışlıyorum.

charity

Tom contributed a lot of money to the charity. - Tom yardım kurumuna çok para bağışladı.

Tom twisted Mary's arm and she agreed to donate some money to our charity. - Tom Mary'nin kolunu büktü ve o hayır kurumumuza biraz para bağışlamayı kabul etti.

beneficence
(Ticaret) concession
(Ticaret) remittance
pitance
boon
{i} benevolence
endow

He endowed the college with a large sum of money. - O, üniversiteye bol miktarda para bağışladı.

We hope someone endows the new university building. - Umarım biri yeni üniversite binasına bağışta bulunur.

pittance
bağış kutusu
Donation box
Bağış eden endaze tutmaz
(Atasözü) The generous do not scrutinize
bağış olarak vermek
subscribe
bağış yapan kimse
grantor
bağış yapan kimse
subscriber
bağış yapmak
subscribe to
bağışlar
(Bilgisayar) pledges
bağışlar
offering
dini bağış
pittance
Турецкий язык - Турецкий язык
Hibe, teberru
Bağışlama işi veya biçimi
Bağışlanan şey, hibe, teberru
(Osmanlı Dönemi) İKRAM
bağış
Избранное