bıraktırma

listen to the pronunciation of bıraktırma
Турецкий язык - Английский Язык

Определение bıraktırma в Турецкий язык Английский Язык словарь

bırak
drop out

Tom decided to drop out of school and work full-time. - Tom okulu bırakmaya ve tamgün çalışmaya karar verdi.

Did Tom ever tell you why he decided to drop out of school? - Tom neden okulu bırakmaya karar verdiğini sana hiç söyledi mi?

bırak
forgone
bırak
(Konuşma Dili) cheese it
bırak
(Bilgisayar) drop

I dropped out of school when I was in the 7th grade. - Yedinci sınıftayken okulu bıraktım.

Tom dropped Mary off in front of John's. - Tom, Mary'yi John'un evinin önünde bıraktı.

bırak
(Bilgisayar) dismiss
bırak
let him have his say
bırak
let it be
bıraktırmak
to be left
bıraktırmak
be left
bırak
{f} releasing

I'm releasing the prisoners. - Tutukluları serbest bırakıyorum.

We're releasing all the sentences we collect under the Creative Commons Attribution license. - Topladığımız tüm cümleleri Creative Commons Attribution lisansı altında serbest bırakıyoruz.

bırak
{f} quitted
bırak
relinquish
bırak
{f} relinquishing
bırak
quit

I quit my job and moved so I could start off with a clean slate. - Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım.

You must quit smoking cigarettes. - Sigarayı bırakmalısın.

bırak
let out
bırak
let alone

I can't even walk, let alone run. - Koşmayı bırak, yürüyemiyorum bile.

I can't read French, let alone speak it. - Fransızcayı bırak konuşmayı okuyamam bile.

bıraktırmak
left
bırak
let alone şöyle dursun
bırak
chuck it!
bırak
stop it

I should've tried to stop it. - Onu bırakmayı denemeliydim.

bırak
cut it out!
bırak
drop it!

We've been talking about this for hours. Can we just drop it? - Bunun hakkında saatlerdir konuşuyoruz. Bırakabilir miyiz?

bırak
unhand
bırak
forgo

After the interruption I went back to my reading but forgot where I'd left off. - Kesintiden sonra tekrar okumaya döndüm ama nerede bıraktığımı unuttum.

Tom forgot where he left his umbrella. - Tom şemsiyesini nereye bıraktığı unuttu.

bırak
cut it out
bırak
forwent
bırak
maroon
bırak
chuck it
bırak
foregoing
bırak
{f} drop it

We've been talking about this for hours. Can we just drop it? - Bunun hakkında saatlerdir konuşuyoruz. Bırakabilir miyiz?

bıraktırmak
to have or let (someone) quit (his/her job)
bıraktırmak
to have or let (a teacher) make (a student) repeat a grade
bıraktırmak
to have (one person) let (another) go
bıraktırmak
to cause (someone) to leave (his/her spouse)
bıraktırmak
to cause (someone) to give up (a habit)
bıraktırmak
to have or let (one person) abandon (another)
bıraktırmak
to have or let (someone) sell (something) for (a specified price); to arrange for (something) to be sold to (someone) for (a specified price); to let (something) be sold to (someone) for (a specified price)
bıraktırmak
to have (something, someone) left on or in (a place)
bıraktırmak
to have or let (someone) put (something) off; to have (something) put off until (a future date)
bıraktırmak
to have (something) assigned, given, or bequeathed to (someone)
bıraktırmak
to have or let (someone) leave (something, someone); to have (something) left in (a place); to have (someone, something) left in the care of (someone)
bıraktırmak
to have (something) entrusted to (someone); to have (a job, a responsibility) handed over to (someone)
bıraktırmak
to have or let (someone) stop doing (a job)
bıraktırmak
to have (someone) set (a captive person or animal) free
bıraktırmak
to have or let (someone) grow (a beard, a mustache)
Турецкий язык - Турецкий язык
Bıraktırmak işi
bıraktırmak
Bırakmasını sağlamak, bırakmasına yol açmak
bıraktırma
Избранное