Thus they decided that I was innocent.
- Böylece masum olduğuma karar verdiler.
The families of the factory workers need schools, hospitals, and stores, so more people come to live in the area to provide these services, and thus a city grows.
- Fabrika işçilerinin aileleri okul, hastane ve mağazalara ihtiyaç duyar; böylece bu hizmetleri sağlayacak daha fazla insan yaşamak için bu bölgeye gelir ve de bir şehir oluşur.
I doubt that Tom would ever consider driving such a small car.
- Tom'un şimdiye kadar böyle küçük bir araba sürmeyi düşüneceğinden şüpheliyim.
How dare you speak to me like that?
- Sen benimle nasıl böyle konuşabilirsin?
He is a director, and should be treated as such.
- O bir yönetmen ve böyle muamele edilmelidir.
He is a gentleman and ought to be treated as such.
- O bir beyefendi ve böyle davranılması gerekiyor.
He often shuts himself up in the study and writes things like this.
- Sık sık kendini çalışma odasına kapatır ve böyle şeyler yazar.
Pollutants like this derive mainly from the combustion of fuel in car engines.
- Böyle kirleticiler çoğunlukla otomobil motorlarındaki yakıt tüketiminden kaynaklanmaktadır.
I've never seen such a wonderful sunset.
- Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim.
I have never seen such a beautiful girl.
- Böyle güzel bir kız hiç görmedim.
I've never seen such a wonderful sunset.
- Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim.
We must consider the question of whether we can afford such huge sums for armaments.
- Böylesine büyük bir silahlanma için paramızın olup olmadığı sorusunu göz önüne almalıyız.
This is how I learned English.
- İşte ben İngilizce'yi böyle öğrendim.
I am interested in getting a hat like this.
- Ben böyle bir şapka almakla ilgileniyorum.
It's unusual for you to do something like that.
- Senin böyle bir şey yapman alışılmadık bir durum.
How dare you speak to me like that?
- Sen benimle nasıl böyle konuşabilirsin?
Do you really need to go out in this kind of weather?
- Böyle bir havada gerçekten dışarı çıkman gerekiyor mu?
Can you think of anyone who would want to do this kind of thing?
- Böyle bir şeyi yapmak isteyecek birini düşünebiliyor musun?