Follow me! Echo's mother called out. Let's find some yummy beetles for breakfast.
- Beni takip et! Echo'nun annesi seslendi. Kahvaltı için birkaç nefis böcek bulalım.
He keeps a spider in a jar and feeds it with beetles that he catches in the garden.
- Kavanozda bir örümceğe bakar ve onu bahçede yakaladığı böceklerle besler.
These insects are widely distributed.
- Bu böcekler geniş bir alana yayıldılar.
She has a strong dislike of insects.
- Onun böceklere karşı güçlü bir antipatisi var.
Whenever I leave my window open, bugs fly into my room.
- Her ne zaman penceremi açık bıraksam, böcekler odama uçuyorlar.
I got a bug in my eye and I can't get it out.
- Gözüme bir böcek kaçtı ve onu çıkaramıyorum.
When I was a kid, touching bugs didn't bother me a bit. Now I can hardly stand looking at pictures of them.
- Ben bir çocukken, böceklere dokunmak beni bir parça rahatsız etmezdi. Şimdi neredeyse onların resimlerine bakmaya katlanamıyorum.
Tom used an insect net to collect bugs.
- Tom böcekleri toplamak için bir böcek ağı kullandı.