I can hear the chirping of insects.
- Ben böceklerin cıvıltısını duyabiliyorum.
These insects are widely distributed.
- Bu böcekler geniş bir alana yayıldılar.
He used to collect beetles when he was a kid.
- O bir çocukken böcekleri toplardı.
He keeps a spider in a jar and feeds it with beetles that he catches in the garden.
- Kavanozda bir örümceğe bakar ve onu bahçede yakaladığı böceklerle besler.
Cold weather and insects destroyed their crops.
- Soğuk hava ve böcekler bitkileri mahvetti.
What insects have you eaten?
- Hangi böcekleri yedin.
On the highway of life, sometimes you'll be the bug, other times you'll be the windshield.
- Hayatın karayolunda bazen böcek olacaksın başka zamanlar ön cam olacaksın.
When I was a kid, touching bugs didn't bother me a bit. Now I can hardly stand looking at pictures of them.
- Ben bir çocukken, böceklere dokunmak beni bir parça rahatsız etmezdi. Şimdi neredeyse onların resimlerine bakmaya katlanamıyorum.
Tom is very good at catching bugs.
- Tom böcek yakalamada çok iyidir.
Whenever I leave my window open, bugs fly into my room.
- Her ne zaman penceremi açık bıraksam, böcekler odama uçuyorlar.