Tom followed in his father's footsteps and became a lawyer.
- Tom babasının ayak izlerini takip etti ve bir avukat oldu.
He cannot follow in the footsteps of his child.
- O çocuğunun ayak izlerini takip edemez.
Footprints were left on the floor.
- Yerde ayak izleri bırakılmıştı.
The criminal left footprints.
- Suçlu ayak izleri bıraktı.
The police couldn't find any footprints outside Tom's bedroom window.
- Polisler Tom'un yatak odası penceresinin dışında herhangi bir ayak izi bulamadılar.
The criminal left footprints.
- Suçlu ayak izleri bıraktı.