He sprained his ankle.
- O, ayak bileğini burktu.
A sprained ankle disabled him from walking for a month.
- Burkulmuş bir ayak bileği onu bir ay yürümekten alıkoydu.
If you have weak ankles, strengthen them before traveling.
- Eğer zayıf ayak bilekleriniz varsa, onları seyahat etmeden önce güçlendirin.
There were shackles around Tom's ankles.
- Tom'un ayak bileklerinde prangalar vardı.