Ken korkunç bir soğuk algınlığı olmuş gibi görünüyor.
- Ken seems to have a terrible cold.
Korkunç kazada düzinelerle insan yaralandı.
- Dozens of people were injured in the terrible accident.
O zaman çok kötü görünüyordu.
- She looked terrible at that time.
O gerçekten çok kötü mü?
- Is it really so terrible?
Tom müthiş bir keşif yaptı.
- Tom made a terrible discovery.
Tom müthiş bir koçtu.
- Tom was a terrible coach.
Oda tamamen darmadağınıktı.
- The room was all messed up.
Bu yol dehşet verici.
- This road is terrible.
Yazma konusunda çok iyisin. Ben kötüyüm.
- You're so good at writing. I'm terrible.
Çok kötü bir ikilemdeyim.
- I am in a terrible dilemma.