Lütfen kazaları önlemek için elinizden geleni yapın.
- Please try your best to avoid accidents.
Eğer kolesterolü önlemek istiyorsanız yanında yağ olmadan yağsız et yiyin.
- If you want to avoid cholesterol, eat lean meat with no fat.
Yoğun trafikten kaçınmak için tali yoldan gitti.
- He took a detour to avoid the heavy traffic.
Biz yoğun trafikten kaçınmak için, bir arka yoldan gittik.
- We took a back road to avoid the heavy traffic.
Bir kokarcayı vurmayı sakınmaktan caydım.
- I swerved to avoid hitting a skunk.
Benden sakındığını biliyorum.
- I know you've been avoiding me.
Yüzmeyi çok iyi bilmediğim için, boyumu aşan suda yüzmekten sakınırım.
- Since I'm not so good at swimming, I avoid swimming in water that's over my head.
Sami, tutuklamaktan kurtulmak için Mısır'a kaçtı.
- Sami fled to Egypt to avoid arrest.
Soğuk algınlığından korunmak için bol miktarda C vitamini al.
- Take lots of vitamin C to avoid catching cold.
Kaza tamamen önlenebilirdi.
- The accident was entirely avoidable.
Bu sorun önlenebilir değildir.
- This problem is not avoidable.
Kaçınılabilir maliyetleri kısmak istiyorum.
- I want to cut down any avoidable costs.
And therewith anone cam another knyght of the castell; and he was smyttyn so sore that he avoyded hys sadyll.