Jeff ve Mia boşanmayı önlemek için son bir çaba sarfediyorlar.
- Jeff and Mia are making a last ditch effort to avoid a divorce.
Eğer kolesterolü önlemek istiyorsanız yanında yağ olmadan yağsız et yiyin.
- If you want to avoid cholesterol, eat lean meat with no fat.
Yoğun trafikten kaçınmak için tali yoldan gitti.
- He took a detour to avoid the heavy traffic.
Biz yoğun trafikten kaçınmak için, bir arka yoldan gittik.
- We took a back road to avoid the heavy traffic.
Bir kokarcayı vurmayı sakınmaktan caydım.
- I swerved to avoid hitting a skunk.
Ben yüzmeyi iyi bilmediğim için, boyumu aşan yerde yüzmekten sakınırım.
- As I'm not good at swimming, I avoid swimming out of my depth.
Bir kokarcayı vurmayı sakınmaktan caydım.
- I swerved to avoid hitting a skunk.
Sami, tutuklamaktan kurtulmak için Mısır'a kaçtı.
- Sami fled to Egypt to avoid arrest.
Soğuk algınlığından korunmak için bol miktarda C vitamini al.
- Take lots of vitamin C to avoid catching cold.
Kaza tamamen önlenebilirdi.
- The accident was entirely avoidable.
Bu önlenebilir bir hataydı.
- It was an avoidable mistake.
Kaçınılabilir maliyetleri kısmak istiyorum.
- I want to cut down any avoidable costs.
And therewith anone cam another knyght of the castell; and he was smyttyn so sore that he avoyded hys sadyll.