Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.
- This factory manufactures automobile parts.
Yolcu vagonlarının yerini otomobiller aldı.
- Automobiles replaced carriages.
Bir araba fabrikasında yedek parça yapıyoruz.
- We are producing spare parts in an automobile factory.
Geçenlerde bir araba kazası geçirdim.
- I was recently in an automobile accident.
Kapı otomatik olarak açıldı.
- The door opened automatically.
Otomatik kapı açıldı ve Tom içeri girdi.
- The automatic doors opened and Tom got in.
1970'lerin otomotiv endüstrisinde Japonya kendi oyununda ABD'yi yendi.
- In the automotive industry of the 1970's, Japan beat the U.S. at its own game.
Bu kendiliğinden olur.
- It happens automatically.
Ödünç para alırsam özerkliğimi kaybedeceğim gibi hissediyorum.
- If I borrow the money, I feel like I'll lose my autonomy.
Facebook sayesinde, sinsice izlemek artık birkaç özverili hayranın kalesi değildir ama yoğun ev kadını için bile oldukça uygun bir yüksek otomasyonlu görevdir.
- Thanks to Facebook, stalking is no longer the bastion of a few devoted enthusiasts, but a highly automated task convenient enough even for the busy housewife.
Avukatlar ve oto tamircileri en az güvendiğim insanlardır.
- Lawyers and auto mechanics are the people I trust the least.
Otomobil elektrikle çalışır.
- The automobile runs on electricity.