Bu koku fırından gelebilir!
- This smell might come from the oven!
Toplumsal düzen doğadan gelmez. Gelenekler üzerine kurulmuştur.
- Social order does not come from nature. It is founded on customs.
Maalesef o az önce dışarı çıktı.
- I'm afraid he's just gone out.
O bir yürüyüş için dışarı çıktı.
- He has gone out for a walk.
The well is running dry.
Haberin doğru olduğu çıktı.
- The news turned out to be true.
Kathleen'in ifadelerinin gerçek olduğu çıktı.
- Kathleen's statements turned out to be true.
İtfaiyeci geldiğinde yangın çoktan sönmüştü.
- The fire had already gone out by the time the firemen arrived.
Tom blew his top when he heard that Mary had gone out with John.
- Tom fuhr aus der Haut, als er erfuhr, dass Maria mit Johannes ausgegangen war.
If I'd only known how Tom felt, I wouldn't have gone out with Mary.
- Wenn ich nur gewusst hätte, wie Tom zumute war, wäre ich nicht mit Maria ausgegangen.