Biz sigorta şirketine poliçemizin şartlarını ihlal ettiği için dava açtık.
- We sued the insurance company because it violated the terms of our policy.
Daha iyi şartlar bekliyorduk.
- We expected better terms.
Tom'un Mary ile arası iyidir.
- Tom is on good terms with Mary.
Onlarla aramız iyidir.
- We are on good terms with them.
Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim.
- I'll agree to the terms if you lower the price.
Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti.
- The next step was to negotiate terms of a peace treaty.
Kullanım koşulları haber verilmeksizin değiştirilebilir.
- Terms of use may be changed without notice.
Do you have any similar expressions in French?
- Gibt es auf Französisch ähnliche Ausdrücke?
Infinite patience and infinite impatience: one of these two expressions makes sense and the other doesn't.
- Endlose Geduld und endlose Ungeduld: einer dieser beiden Ausdrücke ergibt Sinn und der andere nicht.