aufrecht

listen to the pronunciation of aufrecht
Немецкий Язык - Турецкий язык
dik
dik, doğru; dürüst, namuslu
{auf'reht} dik, kalkık; dürüst
auf'reht dik, kalkık; dürüst
ereksiyon halinde
dik durma
Английский Язык - Турецкий язык

Определение aufrecht в Английский Язык Турецкий язык словарь

straight
(sıfat) düz, dik, doğru, karşı cinse ilgi duyan, dümdüz, dosdoğru, direkt, düzgün, dürüst, güvenilir, sek, katışıksız, iskontosuz, orijinal(piyes), sıradan
straight
düz

Caddede yaklaşık 100 metre kadar düz gidin, ve üç yollu kavşağa varırsınız. - Go straight up the street for about 100 meters, and you will get to the junction of three roads.

Ayrıca Felicja'nın da sarı düz saçları var. - Also Felicja has blonde straight hair.

straight
heteroseksüel

Heteroseksüel misin yoksa homoseksüel mi? Ben heteroseksüelim. - Are you straight or gay? I'm straight.

Mario, bana eşcinsel demekten vazgeç! Ben heteroseksüelim! - Mario, stop calling me gay! I'm straight!

endwise
dik
straight
tutucu
straight
doğru

Jane doğrudan A alacaktır. - Jane will get straight A's.

Toplantıdan sonra o doğrudan masasına doğru yöneldi. - After the meeting she headed straight to her desk.

straight
eski kafalı
straight
dosdoğru

Dosdoğru kapıya gittim. - I went straight to the door.

Tom dosdoğru bakarken tek başına oturuyordu. - Tom sat alone, staring straight ahead.

straight
(Oyunlar) (Poker) Kent: farklı renklerden ardışık sıralı 5 kart
endwise
z., bak. endways
endwise
uç uca
endwise
ucu öne doğru
endwise
dik olarak
stand upright
dik durmak
straight
(zarf) düz, doğru, dümdüz, dosdoğru, dik olarak, doğruca, direkt olarak, doğru olarak, doğrudan doğruya, düzenli biçimde, tam, tam olarak
straight
tam olarak
straight
fark gözetmez
straight
{s} sıradan
straight
{s} doğru, yalan olmayan: a straight answer doğru bir cevap