aufgebrochen

listen to the pronunciation of aufgebrochen
Английский Язык - Турецкий язык

Определение aufgebrochen в Английский Язык Турецкий язык словарь

broken
bozuk

Benim masa saati bozuk gibi görünüyor. - My clock seems to be broken.

Bozuk radyoyu tamir edebilir misin? - Can you fix the broken radio?

broken
{s} bozuk, bozulmuş
broken
(Dilbilim) aksamalı
broken
bozuk konuşma
broken
bozuk yazı
broken
çiğnenmiş
broken
ezik
broken
uyulmamış
broken
tutulmamış

Tutulmamış bir söz hiç verilmemesinden daha iyidir. - Better a broken promise than none at all.

broken
kırık eksik
broken
{s} kırık, kırılmış
broken
yarılmış
broken
ruhça ve bedence zayıf düşmüş
broken
{s} dilbilgisi kurallarına uymayan bir yabancının
broken
parçaları kırılmış ihlâl edilmiş
broken
{s} parçalanmış
broken
(sıfat) kırık, kırılmış, arızalı, çökmüş, yıkılmış, parçalanmış, bozuk, çiğnenmiş, ihlâl edilmiş, kesik
broken
{s} yıkılmış
broken
inkıtaa uğramış
Немецкий Язык - Английский Язык
cracked
scarified
knocked open
broken open
sallied
set off
set out
struck open
broken
started
pried open