auf lager

listen to the pronunciation of auf lager
Немецкий Язык - Турецкий язык

Определение auf lager в Немецкий Язык Турецкий язык словарь

auf Lager haben
Stokta bulundurmak
Auflager
n techn. dayak, yatak. mesnc; -niatt / day kuvveti
Английский Язык - Турецкий язык

Определение auf lager в Английский Язык Турецкий язык словарь

available
{s} mevcut

Araştırma için mevcut az paramız var. - We have little money available for the research.

Üzgünüz, iletişim kurmaya çalıştığınız kişi mevcut değil. - We are sorry, the person you are trying to contact is not available.

available
müsait

Belediye Başkanı şimdi müsait değil. - The mayor is not available now.

Doktor şimdi müsait değil. - The doctor is not available now.

available
{s} var

İşe yarar bir yardım var mı? - Is there any help available?

Bu gece için mevcut bir oda var mı? - Is there a room available for tonight?

available
{s} geçerli

Böyle müfredat dışı dersler yalnızca fende zorluk çeken çocuklar için geçerlidir. - Such extra-curricular classes are available only for children who have difficulties in science.

Bu teklif beş gün için geçerlidir. - This offer is available for five days.

available
(Ticaret) mevcut olan
available
{s} kullanışlı
available
(Ticaret) elde hazır bulunan
available
kullanılır
available
müsait olmak
available
yararlanılır
available
elde

Biletler Lions Kulübü üyelerinden elde edilebilir. - Tickets are available from Lions Club members.

available
{s} eldeki
available
elde edilebilir

Biletler Lions Kulübü üyelerinden elde edilebilir. - Tickets are available from Lions Club members.

available
görüşmeye uygun
available
meşgul değil
available
kullanılabilir

Yakında gazeteler kağıda basılmayacaklar. Onlar sadece internet üzerinden kullanılabilir olacak. - Soon, newspapers won't be printed on paper. They'll only be available through the Internet.

Sözlük şimdi Android telefonlar için bir uygulama olarak kullanılabilir. - The dictionary is now available as an app for Android phones.

available
{s} hazır

Öğle yemeği hazır olacak. - Lunch will be available.

Önümüzdeki hafta bir görüşme mülakatı için hazır mısınız? - Are you available next week for a follow-up interview?

available
olası