Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Kalabalık oditoryuma akın etti.
- The crowd surged into the auditorium.
Tom'un oditoryumu terk ettiğini gördüm.
- I saw Tom leave the auditorium.
Toplantı salonunda sıcak olacağını biliyordum.
- I knew it would be hot in the auditorium.
Herkes toplantı salonunda.
- Everybody's in the auditorium.
Konferans salonundaki en kötü koltuk ses mühendisinin tam arkasında 12. sıradaki orta koltuktur.
- The worst seat in the auditorium is the middle seat in the 12th row right behind the sound engineer.
Konferans salonundaki en kötü koltuk ses mühendisinin tam arkasında 12. sıradaki orta koltuktur.
- The worst seat in the auditorium is the middle seat in the 12th row right behind the sound engineer.
Konferans salonu hıncahınç dolu.
- The auditorium is packed.
Tom hizmetliden konferans salonuna giden kapıyı açmasını istedi.
- Tom asked the janitor to open the door to the auditorium.
Öğrenciler konferans salonunda mı oturuyor?
- Do the students sit in the auditorium?