O mağaza mobilya dışında birçok şey satmaktadır.
- That store sells many things besides furniture.
Arkadaşlarının dışında kimse geliyor mu?
- Is anyone coming besides your friends?
Kesin olarak konuşursam, sağlıklı düşünmek için en az altı saate ihtiyacım var. Ayrıca mutlu olmak için yedi saate ihtiyacım var.
- Precisely speaking, I need six hours to at least think straight. Additionally, I need seven hours to be happy.
Sir Winston Churchill, büyük bir devlet adamı olmanın yanı sıra, büyük bir yazardı.
- Besides being a great statesman, Sir Winston Churchill was a great writer.
İngilizcenin yanı sıra iki dil bilmekte.
- He speaks two languages besides English.
Gitmek istemiyorum ve ayrıca çok geç.
- I don't want to go, and besides it's too late.
Ayrıca, bu gerçekten ilginç bir sorundur.
- Besides, it's a really interesting problem.
Şimdi çok geç oldu. Üstelik, yağmur yağmaya başlıyor.
- It's too late now. Besides, it's starting to rain.
Sir Winston Churchill, büyük bir devlet adamı olmanın yanı sıra, büyük bir yazardı.
- Besides being a great statesman, Sir Winston Churchill was a great writer.
The house is too big for us, and what is more, it is too expensive.
- Das Haus ist zu groß für uns, und außerdem ist es zu teuer.
It was cold, and in addition, it was windy.
- Es war kalt, und außerdem war es windig.
The trains are inconvenient and uncomfortable; in addition, they never run on time.
- Die Züge sind unpraktisch und unbequem; außerdem sind sie nie pünktlich.