I skipped my breakfast.
- Sabah kahvaltımı atladım.
Tom was so busy he skipped lunch.
- Tom o kadar meşguldü ki öğle yemeğini atladı.
He jumped into the river in defiance of the icy water.
- O, buz gibi suyu hiçe sayarak nehre atladı.
I'd jump through hoops for you.
- Ben sizin için çemberlerden atlamak isterdim.
We'll bypass the city centre.
- Şehir merkezini atlayacağız.