Tom en azından haftada bir kez çamaşırları yıkar.
- Tom washes clothes at least once a week.
Birisi sana yardım ettiğinde, en azından, teşekkür ederim diyebilirdin.
- You might at least have said, Thank you, when someone helped you.
O, en azından haftada bir kez anne ve babasına yazdı.
- She wrote to her parents at least once a week.
Günde en az yedi saat uyumak zorundayız.
- We must sleep at least seven hours a day.
Hiç değilse duş alabilirsin.
- You could at least take a shower.
Tom'un hiç olmazsa yardım önermesini umuyordum.
- I expected Tom to at least offer to help.
Hiç olmazsa teşekkür ederim diyebilirsin.
- You might at least say thank you.
Neyse, en azından bir şeyi hallettik.
- Well, at least it's one thing we've accomplished.
Dünyanın en büyük şarkıcıları ve ünlü müzisyenlerinin çoğu şişmandır ya da en azından bariz şekilde tombuldur.
- The world's greatest singers and most of its famous musicians have been fat or at least decidedly plump.
I couldn't count them all, but I think there must have been at least 500 people in attendance.
... the most rapid demographic growth is associated with the people who have the least means to ...
... were are all illnesses that at least somebody had had a ...