at no time, in no degree, not even

listen to the pronunciation of at no time, in no degree, not even
Английский Язык - Турецкий язык

Определение at no time, in no degree, not even в Английский Язык Турецкий язык словарь

never
hiç

Çin'e gidene kadar hiç panda görmemiştim. - I had never seen a panda until I went to China.

Hayat hiç bitmez fakat dünyadaki hayat biter. - Life never ends but earthly life does.

never
asla

O asla geri dönmemek üzere Japonya'dan ayrıldı. - He left Japan never to come back.

O, tatili sırasında bile asla çevrimiçi değil. - She is never online, even during her vacation.

never
hiçbir şekilde
never
hiç bir zaman

Tom hiç bir zaman tek başına Boston'a gitmene izin vermeyecek. - Tom is never going to let you go to Boston by yourself.

Ben hiç bir zaman bir kişiye söz vermedim. - I never promised anybody anything.

never
ZararıBoş
never
(Konuşma Dili) ömrü billah
never
hiçbir zaman

Tom Mary'yi aramak için uğraşmaya devam etti, ama o hiçbir zaman telefonuna cevap vermedi. - Tom kept trying to call Mary, but she never answered her phone.

İyi bir savaş, ne de kötü bir barış hiçbir zaman olmadı. - There never was a good war nor a bad peace.

never
katiyen

Dedem ve büyükannem sütlü kahveyi katiyen sevmezlerdi. - My grandparents never liked coffee with milk.

never
hiçbir suretle
never
balık kavağa çıkınca
never
taş çatlasa
Английский Язык - Английский Язык
{a} never
at no time, in no degree, not even

    Расстановка переносов

    at no time, in no degree, not e·ven

    Произношение

Избранное