1. John is so honest that you can take his words at face value.
2. This store's advertisements are honest; take them at face value.
Onun denemesi, sorunun sadece yüzeysel bir analizini yaptı, bu yüzden sınıfta en yüksek notu aldığında ona gerçekten büyük bir sürpriz olmuştu.
- His essay gave only a superficial analysis of the problem, so it was a real surprise to him when he got the highest grade in the class.
Birkaç yazar ve birkaç konuyla ilgili mükemmel bir bilgi birçoklarıyla ilgili yüzeysel olan birinden çok daha değerlidir.
- A perfect knowledge of a few writers and a few subjects is more valuable than a superficial one of a great many.
Sen sadece çok yüzeysel ve sığsın.
- You're just so superficial and shallow.
İnsanlar seni hiç yüzeysel olmakla suçlar mı?
- Do people ever accuse you of being superficial?