Uzun süre önce o filmi izledim.
- I have seen that film long ago.
Tom bunu uzun süre önce yapmalıydı.
- Tom should've done that long ago.
Ben, o filmi uzun zaman önce izledim.
- I have seen that film long ago.
Oksijensiz bütün hayvanlar uzun zaman önce gözden kaybolurdu.
- Without oxygen, all animals would have disappeared long ago.
There was a Roman fort here long ago.