Bunu monte etmek birkaç saatimi aldı.
- It took me several hours to assemble it.
Liderler bir toplantı için Paris'te toplandılar.
- The leaders assembled in Paris for a meeting.
Öğretmen salonda öğrencileri topladı.
- The teacher assembled the students in the hall.
Tom Mary ile yeniden buluşmak için istekli.
- Tom is eager to meet Mary again.
Eski arkadaşımla buluşmak çok hoştu.
- Meeting my old friend was very pleasant.
Herkes seninle tanışmak istiyor.Sen ünlüsün!
- Everyone wants to meet you. You're famous!
Bir gün gerçekten başka bir Esperantist ile tanışmak istiyorum.
- I really would like to meet another Esperantist some day...
Atletizm yarışması 15 Ekim'de düzenlendi.
- The athletic meet took place on October 15.
Atletik yarışma gelecek haftaya kadar ertelendi.
- The athletic meet was put off until next week.
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- She promised to meet her at the coffee shop.
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- She promised to meet him at the coffee shop.
Sizin gibi hoş insanlara rastlamak enderdir.
- It's rare to meet nice people like you.
Boston'a gelmemin nedeni, evlenmeyi umduğum kadına rastlamaktır.
- The reason I came to Boston is to meet the woman I hope to marry.
Biz şirketimizin atletizm karşılamasına katıldık.
- We participated in the athletic meet of our company.
Dünyanın pek çok yerinde, herkesin ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli yiyecek yoktur.
- In many parts of the world, there is not enough food to meet everyone's needs.
Öğrenciler sınıfta toplandı.
- The students assembled in the classroom.
Liderler bir toplantı için Paris'te toplandılar.
- The leaders assembled in Paris for a meeting.
Kalabalık postanenin önünde toplandı.
- The crowd assembled in front of the post office.
Liderler bir toplantı için Paris'te toplandılar.
- The leaders assembled in Paris for a meeting.
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- He promised to meet her at the coffee shop.
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- He promised to meet him at the coffee shop.
The parents assembled in the school hall.
He assembled the model ship.
... like part of a legitimate, artistic adventure that allows you to assemble your influences ...
... To build a proper house, you have to assemble the right materials ...