askerler

listen to the pronunciation of askerler
Турецкий язык - Английский Язык
soldiers collectively
military personnel
soldiers

Soldiers currently in theatre will not be made redundant. - Şu an tiyatrodaki askerler ihtiyaç fazlası yapılmayacaklar.

War compelled soldiers to go to the front. - Savaş askerleri cepheye gitmeye zorladı.

troops

Manila fell to Japanese troops. - Manila, Japon askerlerine düştü.

The troops easily put down the rebellion. - Askerler isyanı kolayca bastırdı.

military

Soldiers go on patrol in a military vehicle. - Askerler askeri bir araçta devriye giderler.

{i} soldiery
sabaoth
asker
soldier

All the soldiers were brave. - Bütün askerler cesurdu.

War compelled soldiers to go to the front. - Savaş askerleri cepheye gitmeye zorladı.

asker
troop

The arrival of the troops led to more violence. - Askerlerin gelişi daha fazla şiddete yol açtı.

The President called out the troops. - Başkan, askeri güçleri çağırdı.

asker
{i} dragoon
asker
{i} guardsman
asker
man at arms
asker
fusilier
asker
military service

Tom avoided military service. - Tom askerlikten kaçtı.

Tom avoided military service. - Tom askerlik hizmetinden kaçtı.

asker
conscript

Senator Tom Jackson was opposed to conscription. - Senatör Tom Jackson zorunlu askerliğe karşı çıktı.

asker
infantry
asker
(Argo) digger
asker
(Askeri) enlisted man
asker
private soldier
asker
private
asker
military man

A change of opinions is almost unknown in an elderly military man. - Yaşlı bir askeri adamda bir görüş değişikliği neredeyse bilinmiyor.

Do you know the name of the most successful military man from this area? - Bu civardaki en başarılı askerin adını biliyor musun?

asker
soldier, conscript; military service, army; troops
asker
militant, valiant
asker
respectful toward social conventions
asker
man-at-arms
asker
serviceman; troops; askari; military service
asker
warrior
asker
soldier; soldiers
asker
slang money
asker
manatarms
asker
{i} serviceman
asker
arm

The troops had plenty of arms. - Askerlerin bol miktarda silahları vardı.

The art of modern warfare does not necessarily require soldiers to be armed to the teeth to be effective as combatants. - Modern savaş sanatı dövüşçüler gibi etkili olmak için tepeden tırnağa silahlandırılacak askerleri muhakkak gerektirmez.

asker
{i} troops

The President called out the troops. - Başkan, askeri güçleri çağırdı.

The arrival of the troops led to more violence. - Askerlerin gelişi daha fazla şiddete yol açtı.

oyuncak askerler
tin soldiers
pusuya yatmış askerler
ambuscade
pusuya yatmış askerler
ambush
uçaktan ardarda atlayan askerler
stick
ölmeye giden askerler
cannon fodder

The soldiers were regarded as cannon fodder. - Askerler ölmeye giden askerler olarak kabul edildi.

Английский Язык - Английский Язык

Определение askerler в Английский Язык Английский Язык словарь

asker
The person who asks a question
asker
{i} one who asks, one who inquires
asker
someone who asks a question
asker
One who asks; a petitioner; an inquirer
asker
An ask; a water newt
asker
{n} an inquirer, water-newt, eft
askerler
Избранное