I don't dissolve them in acid.
- Onları asidin içinde eritmem.
I ruined one of my best shirts when I spilled some battery acid on the sleeve.
- Koluna biraz batarya asidi döktüğümde en iyi gömleklerimden birini mahvettim.
Unusual circumstances aside.
Move aside, please, so that these people can come through.
Onun itirazlarını bir tarafa bıraktılar.
- They set aside her objections.
O, onu ileride kullanmak üzere bir kenara koydu.
- She set it aside for future use.
Tom kitabı bir kenara koydu ve yukarı baktı.
- Tom laid the book aside and looked up.
Bu kadar önemli bir ayrıntıyı kenara koyma.
- Don't put aside such an important detail.
O, onu ileride kullanmak üzere bir kenara koydu.
- She set it aside for future use.
O bir kenara biraz benzin koydu.
- He puts aside some gas.
Şaka bir yana, işe yarayabilir.
- All kidding aside, it may work.
Bunu benim için bir yana koy.
- Lay this aside for me.
Bunu benim için bir yana koy.
- Lay this aside for me.
Şaka bir yana, işe yarayabilir.
- All kidding aside, it may work.