Temiz tuttuğun sürece bu kitabı alabilirsin.
- You may take this book as long as you keep it clean.
Hayat olduğu sürece, ümit vardır.
- As long as there's life, there is hope.
Ucuz olmak şartıyla, herhangi bir saat işimi görür.
- As long as it is cheap, any watch will do.
Kısa sürede geri gelmen şartıyla dışarı çıkabilirsin.
- You may go out as long as you come back soon.
Yaşadığım sürece, bir şey istemeyeceksin.
- So long as I live, you shall want for nothing.
Temiz tuttuğun sürece bu kitabı alabilirsin.
- You may take this book so long as you keep it clean.
İki saat süresince karın içinde otobüsü bekledim.
- I waited for the bus in the snow as long as two hours.
Hayatım boyunca onunla bir daha görüşmeyeceğim.
- I'll never see him again as long as I live.
Altıdan sonra olmak şartıyla herhangi bir zamanda olur.
- Any time will do so long as it is after six.
Saçları yere ulaşacak kadar uzundu.
- Her hair was so long as to reach the floor.
Üç kişi, onlardan ikisi ölene kadar bir sırrı saklayabilir.
- Three people can keep a secret so long as two of them are dead.
I don't care who you are, where you're from, what you did, as long as you love me —.
Stay as long as you like.
I don't mind if he stays there, so long as he cleans up after himself when he's done.
... And as long as they're civilized, they produce very ...
... We can compete with anyone in the world as long as the playing field is level. China's ...