around; approximately; in the area, nearby

listen to the pronunciation of around; approximately; in the area, nearby
Английский Язык - Турецкий язык

Определение around; approximately; in the area, nearby в Английский Язык Турецкий язык словарь

about
takriben

Takriben senin yaşındayız. - We are about your age.

Bu takriben doğru görünüyor. - That seems about right.

about
hemen hemen

Tom artık hemen hemen her yerde olabilr. - Tom could be just about anywhere by now.

Tom hemen hemen senin kadar uzun. - Tom is just about as tall as you are.

about
hakkında

Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır. - Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.

Batman hakkında bilmeniz gereken şey, onun süper kahraman olmasıdır. - The thing you have to know about Batman is, he's a superhero.

about
aşağı yukarı

Aşağı yukarı katlanabileceğimin hepsi bu kadar. - This is about all I can put up with.

Tokyo borsasında, aşağı yukarı 450 şirketin hisse senetleri sayaç üzerinde işlem gördü. - In the Tokyo stock market, stocks of about 450 companies are traded over the counter.

about
{e} konusunda

Bugün, bir sürü insan işsiz kalma konusunda endişeleniyor. - Today, many people worry about losing their jobs.

Bir sürü insan faturalarını ödeme konusunda endişeleniyor. - Many people worry about paying their bills.

about
{e} etrafında

Çocuklarını etrafında topladı. - She gathered her children about her.

Tüm bahçenin etrafında yüksek bir duvar duruyor. - A high wall stands all about the garden.

about
üzerine

Bir parça kağıdın üzerine, yanınızda oturan kişi hakkında hoşlandığınız bir şey yazın lütfen. - Please write, on a piece of paper, something you like about the person sitting next to you.

Tom, Vikingler'in dünya tarihine etkileri üzerine beş dakikalık bir sunum yaptı. - Tom gave a five-minute presentation about the influence of the Vikings on world history.

about
buralarda

Buralarda manzara çok güzeldir. - The scenery about here is very beautiful.

Buralarda anahtarımı kaybettim. - I lost my key about here.

about
şuraya buraya
about
tahminen
about
emir Geriye don I about to come gelmek üzere beat about the bush bin dereden su getirmek
about
ötesinde berisinde
about
çevresine
about
etrafına

Yaşlı adam şapkası için etrafına bakındı. - The old man looked about for his hat.

Tom ve arkadaşları ateşin etrafına oturdular, iyi eski günlerden bahsettiler. - Tom and his friends sat around the fire, talking about the good old days.

about
ile meşgul
about
her yerinde
about
havalisinde
about
için About facel
about
edat dair
Английский Язык - Английский Язык
about
around; approximately; in the area, nearby

    Расстановка переносов

    around; approximately; in the area, near·by

    Произношение

Избранное