I heard someone call my name from behind.
- Ben, birinin arkadan adımı seslendiğini duydum.
My neck snapped when my car was hit from behind.
- Arabama arkadan çarpıldığı zaman boynum kırıldı.
I trusted them, and they stabbed me in the back.
- Onlara güvenmiştim ve beni arkadan bıçakladılar.
He tried to stab me in the back.
- O beni arkadan bıçaklamaya çalıştı.
He attacked me from the rear.
- O bana arkadan saldırdı.
A stranger tapped me on the shoulder from behind. He must have mistaken me for someone else.
- Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı.
Tom hugged Mary from behind.
- Tom Mary'ye arkadan sarıldı.
Music that doesn't transmit feelings, images, thoughts, or memories is just background noise.
- Hisleri, görüntüleri, düşünceleri ya da anıları iletmeyen müzik sadece arka fon gürültüsüdür.
While doing the wash she found a condom in the back pocket of her son's pants.
- Çamaşır yıkarken oğlunun pantolonunun arka cebinde bir prezervatif buldu.
The hijackers moved to the rear of the plane.
- Korsanlar uçağın arkasına ilerledi.
Smokers are asked to occupy the rear seats.
- Sigara içenlerin arka koltuklarda oturmaları rica edilir.
Your right taillight is busted.
- Sağ arka lamban patlamış.
The tail at the rear of the plane provides stability.
- Uçağın arkasındaki kuyruk denge sağlar.
My cat purrs when I scratch behind his ears.
- Kulağının arkasını kaşıdığımda,kedim mırıldanır.
Women really are quite dangerous. The more I think about this, the more I'm able to understand the reasoning behind face covering.
- Kadınlar gerçekten oldukça tehlikeliler. Bu konuda ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok yüz örtüsünün arkasındaki nedeni anlayabileceğim.
Sami felt a little bit superior to his friends.
- Sami kendini arkadaşlarından biraz üstün hissetti.
Tom and his mates went on a pub crawl and all ended up pretty drunk.
- Tom ve arkadaşları alemlere akıp zil zurna sarhoş oldu.
I've decided to end our friendship.
- Arkadaşlığımızı bitirmeye karar verdim.
I spent the whole afternoon chatting with friends.
- Bütün öğleden sonrayı arkadaşlarla sohbet ederek geçirdim.
I asked after my sick friend.
- Hasta arkadaşımın sağlık durumunu sordum.
The horse rose on its hind legs.
- At arka ayaklarının üzerinde yükseldi.
A friend of mine can speak Hindi fluently.
- Bir arkadaşım akıcı bir biçimde Hintçe konuşabilir.
His girlfriend was not supportive.
- Onun kız arkadaşı destekleyici değildi.
I want to thank my friends and family for supporting me.
- Beni destekledikleri için arkadaşlarıma ve aileme teşekkür etmek istiyorum.
We have a small backyard.
- Bizim küçük bir arka bahçemiz var.
There's one small cat hiding behind the car.
- Arabanın arkasında saklanan küçük bir kedi var.
Your father's friends aren't his only supporters.
- Senin babanın arkadaşları onun tek destekçileri değil.
He has a wealthy supporter behind him.
- Arkasında zengin bir destekleyicisi var.