Büyük bir tartışma değildi.
- It wasn't much of a debate.
Güzel konuşan bilim adamı kolayca tartışmaya katıldı.
- The eloquent scholar readily participated in the debate.
Müzakere ne zaman gerçekleşecek?
- When will the debate take place?
Münazara için oda var.
- There's room for debate.
Başkanlık münazarasını izledin mi?
- Did you watch the presidential debate?
Görüşme ne zaman gerçekleşecek?
- When will the debate take place?
Görüşme bu gece olacak.
- The debate will happen tonight.
Tartışmak için zamanımız yok.
- We don't have time to debate.
Gerçekten bunu tartışmak istemiyorum.
- I don't really want to debate this.
Büyük bir tartışma değildi.
- It wasn't much of a debate.
Tartışmada onu tamamen yendim.
- I beat him completely in the debate.