Sen benim için değerli bir varlıksın.
- You're a valuable asset to me.
Çalışanlarımız bizim en değerli varlıklarımızdır.
- Our employees are our most valuable assets.
Tom tüm mal varlığını bir kayyuma devretti.
- Tom put all of his assets in a blind trust.
Leyla'nın mal varlıkları donduruldu.
- Layla's assets were frozen.