Mary bebek kız kardeşine karşı çok kibardır.
- Mary is very gentle with her baby sister.
Kibar görünüşlü yaşlı adam kalktı ve elini bana verdi.
- The gentle-looking old man got up and gave his hand to me.
Tom sevgi dolu ve şefkatli bir beyefendi.
- Tom is a loving and caring gentleman.
O, kapıyı hafifçe itti.
- She gave the door a gentle push.
Tom, Mary'yi yavaşça itti.
- Tom gave Mary a gentle push.
Onun sesi yumuşak ve kibardı.
- His voice was soft and gentle.
Uzun kara kış sonunda bitti ve yerini yumuşak ılıman bahara bıraktı.
- The long cruel winter at last came to an end, giving place to a gentle warm spring.
Yaşlandıkça, daha hoşgörülü oldu.
- As he grew older, he became gentler.
... any piece of information. We blink, we can recognize any object, recognize any person, ...
... will be remembered far longer than any person of wealth or fortune. Einstein's reconceptualization ...