Tom herhangi bir yerde yaşayabileceğini sandığını söylüyor.
- Tom says he thinks he could live anywhere.
Herhangi bir yerde bir telefon var mı?
- Is there a telephone anywhere?
Odan temiz olana kadar hiç bir yere gitmiyorsun.
- You're not going anywhere until your room is clean.
Başka hiç bir yere gidemem.
- I can't go anywhere else.
Oradan başka hiçbir yerde onu alamazsın.
- You can't buy it anywhere but there.
Ona her yerde baktılar, ama hiçbir yerde bulamadılar.
- They looked everywhere for him, but couldn't find him anywhere.
Tom nadiren her yere yürür.
- Tom seldom walks anywhere.
İstediğiniz her yere gidebilirsiniz.
- You may go anywhere you like.
Herhangi bir yere gitmek istemiyorum.
- I do not want to go anywhere.
Onu herhangi bir yere koyabilirsin.
- You can put it anywhere.
Kızı onunla birlikte herhangi bir yere gitmeye isteklidir.
- His daughter is eager to go with him anywhere.
Onu herhangi bir yere koyabilirsin.
- You can put it anywhere.
Tom herhangi bir yerde yaşayabileceğini sandığını söylüyor.
- Tom says he thinks he could live anywhere.
Kızı onunla birlikte herhangi bir yere gitmeye isteklidir.
- His daughter is eager to go with him anywhere.
Anywhere is better than here!.