Lütfen bana kısa sürede bir cevap yaz.
- Please write me a reply soon.
Sizden henüz bir cevap almadım.
- I have received no reply from you yet.
Onun mektubunu hemen yanıtlamayı planlıyorum.
- I plan to reply to his letter right away.
Onun mektubunu yanıtlamak istemiyorum.
- I do not want to reply to his letter.
Marie aşırı derecede kızardı, başını indirdi ve hiç karşılık vermedi.
- Marie blushed exceedingly, lowered her head, and made no reply.
Bu mektubu yanıtlamak zorundayım.
- I have to reply to this letter.
Onun mektubunu yanıtlamak istemiyorum.
- I do not want to reply to his letter.
O soruyu nasıl cevaplayacağımı bilmiyorum.
- I don't know how to reply to that question.
Onun mektubunu cevaplamalı mıyım?
- Should I reply to his letter?
Bugün cevap vermek zorunda değilsin.
- You don't have to reply today.
Üzgünüm, Esperanto cevap vermek için hâlâ yeterince bilmiyorum.
- Sorry, I still don't know enough to reply in Esperanto.
Thanks for your reply.
- Danke für deine Antwort.
His reply was in effect a refusal.
- Seine Antwort war in Wirklichkeit eine Absage.