Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

anschließend

listen to the pronunciation of anschließend
Немецкий Язык - Турецкий язык
yapışık, bitişik; müteakip
yapışık
anschliessend
{'anşli: sınt} bundan sonra, bunu takiben
anschliessend
'anşli: sınt bundan sonra, bunu takiben
Английский Язык - Турецкий язык

Определение anschließend в Английский Язык Турецкий язык словарь

afterwards
daha sonra

Daha sonra bir şey içmek için bize katılmayı planlıyor musunuz? - Do you plan to join us for a drink afterwards?

Daha sonra açıklayacağım. - I'll explain afterwards.

afterwards
sonraları
afterwards
bilahare
after that
bundan sonra

Bundan sonra ne olduğunu hatırlayamıyorum. - I can't remember what happened after that.

Tom bundan sonra asla aynı olmadı. - Tom was never the same after that.

afterwards
sonradan

Duvarı yeşile boyamak için kullanılmış fırçayı kullanmıştı ve sonradan onu temizlemedi. - He'd used the dirty brush to paint the wall green, and he did not clean it afterwards.

O, öğle yemeğinden önce iyiydi ama sonradan kendini kötü hissetti. - She was fine before lunch, but felt bad afterwards.

afterwards
sonra

Daha sonra, yeni bir kimlik üstlendiler. - Afterwards, he assumed a new identity.

Evlenmeden önce gözlerinizi tam açın, daha sonra yarı kapatın. - Keep your eyes wide open before marriage, half shut afterwards.

after it
sonra
afterwards
sonrasında

Sonrasında üniversitede eğitim görmek için okula gidersin. - You go to school in order to study at university afterwards.

Yemek pişirmekten hoşlanırım ama sonrasında temizlik yapmayı sevmiyorum. - I enjoy cooking, but I don't like the cleaning up afterwards.

associating
ilişkilendirme
associating
ortaklık etmek
ensuing
birbirini takip et(mek)
after that
ondan sonra

O, ondan sonra zor bir hayat sürdü. - He led a hard life after that.

Ondan sonra onunla asla konuşmadım. - I never spoke to him after that.

afterwards
ondan sonra
ensuing
{s} ertesi
ensuing
birbirini takip et