It is abnormal to eat so much.
- Çok yemek anormaldir.
Environmental pollution is causing abnormal weather conditions.
- Çevre kirlenmesi anormal hava koşullarına neden oluyor.
Tom looked pretty freaked.
- Tom oldukça anormal görünüyordu.
It's unusual for Tom to be late.
- Tom'un geç kalması anormaldir.
Layla was feeling a bit unusual.
- Leyla kendini biraz anormal hissediyordu.
Sami had deviant thoughts.
- Sami'nin anormal düşünceleri vardı.
The price of real estate has been rising abnormally in Japan.
- Japonya'da gayrimenkul fiyatları anormal bir biçimde artıyor.