anlamama

listen to the pronunciation of anlamama
Турецкий язык - Английский Язык
to understand
anla
found out

Tom found out later that the woman he met in the park was Mary. - Tom daha sonra parkta karşılaştığı kadının Mary olduğunu anladı.

Tom has just found out that he's Mary's father. - Tom onun Mary'nin babası olduğunu henüz anladı.

anlamamak
(neg. form of anlamak ) not to understand
anla
find out

I imagine that Tom will eventually find out that Mary has been talking behind his back. - Sanırım Tom sonunda Mary'nin onun arkasından konuştuğunu anlayacak.

Tom didn't find out he was adopted until he was thirteen. - Tom on üç yaşına kadar evlat edinildiğini anlamadı.

anlamamak
miss
anlamamak
(deyim) be out of one's depth
anla
make out

I couldn't make out what he wanted to say. - Onun ne demek istediğini anlayamadım.

I could hardly make out what she said. - Söylediği şeyi zorla anlayabildim.

anla
{f} understood

Read such books as can be easily understood. - Kolayca anlaşılabilir olduğu için bu tür kitapları okuyun.

Yet Japan is still not sufficiently understood by other countries, and the Japanese, likewise, find foreigners difficult to understand. - Ancak Japonya hâlâ diğer ülkeler tarafından yeterince anlaşılamamıştır, ve Japonlar, aynı şekilde, yabancıları anlamayı zor bulmuştur.

anla
make sense of

Can you make sense of what he says? - Onun ne söylediğini anlayabiliyor musun?

Can you make sense of what the writer is saying? - Yazarın söylediklerine anlam verebiliyor musun?

anla
{f} understanding

This kind of music is something that older people have difficulty understanding. - Bu tür müzik, daha yaşlı insanların anlamakta zorluk çektiği bir şeydir.

I have difficulty understanding abstract modern art, especially Mondrian. - Soyut modern sanatı anlamada güçlük çekiyorum, özellikle Mondrian.

anla
got it

Tom got it all wrong. - Tom onun hepsini yanlış anladı.

OK, I think I got it. - Tamam, sanırım anladım.

anla
catch on

Tom is just beginning to catch on. - Tom, daha yeni anlamaya başlıyor.

She doesn't seem to be able to catch on to what he is saying. - O onun ne dediğini anlayabiliyor gibi görünmüyor.

anla
{f} finding out

I'm trying to figure out how you managed to do that without anyone finding out. - Biri fark etmeden onu nasıl başardığını anlamaya çalışıyorum.

anla
{f} tumble
anla
comprehend

I doubt Tom can comprehend what we're talking about. - Tom'un ne hakkında konuştuğumuzu anlayabileceğinden şüphe duyuyorum.

Tom didn't comprehend everything. - Tom her şeyi anlamadı.

anla
figure out

Tom couldn't figure out what Mary was trying to say. - Tom Mary'nin ne söylemeye çalıştığını anlayamadı.

Can you figure out why the boss is so unfriendly this week? - Patronun bu hafta niçin çok soğuk olduğunu anlayabiliyor musun?

anla
made sense of
anla
understand

No one understands that. - Onu hiç kimse anlamıyor.

Understanding you is really very hard. - Seni anlamak gerçekten çok zor.

anla
latch on
anla
latch onto
anlamamak
be bad at sth
anlamamak
be bad of sth
anla
made out
anla
apprehend
anla
(Biyoloji) acclaim
Английский Язык - Английский Язык

Определение anlamama в Английский Язык Английский Язык словарь

anlä
Argonne National Laboratory, operated by the University of Chicago as part of the U S Department of Energy's national laboratory system
anlä
Light anti-ship missile
anlä
Argonne National Laboratory
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение anlamama в Турецкий язык Турецкий язык словарь

anlamamak
Hoşlanmamak, ilgilenmemek