Onun hikayesi durum için uygun değildi.
- His story wasn't appropriate for the occasion.
Konuşman duruma uygundu.
- Your speech was appropriate for the occasion.
Bugünkü büyük olay nedir?
- What's the big occasion today?
Midemde ara sıra olan ağrılar var.
- I have occasional pains in the stomach.
Seller, şiddetli rüzgar fırtınaları, kuraklıklar, öldürücü donlar ve hava kirliliği sorunları hepsi,ara sıra, modern toplumu etkilenmiştir.
- Floods, violent wind storms, droughts, killing frosts, and the problems of air pollution have all, on occasion, influenced modern society.
Özel durumlar dışında Tom asla içki içmez.
- Tom never drinks except on special occasions.
Özel durumlar dışında asla içmez.
- He never drinks except on special occasions.
I had no occasion to feel offended, however.
At this point, she seized the occasion to make her own observation.
Having people round for dinner was always quite an occasion at our house.