O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur.
- At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning.
Başlangıç işin en önemli kısmıdır.
- The beginning is the most important part of the work.
Önümüzdeki ayın başında Tokyo'ya varacak.
- She will arrive in Tokyo at the beginning of next month.
O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur.
- At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning.
Önümüzdeki hafta başlayarak yeni bir ders kitabı kullanacağız.
- Beginning next week, we'll be using a new textbook.
Kabile arabulucunun gelişi hakkında memnun değildi.
- The tribe wasn't delighted about the advent of the peacemaker.
Hikaye gizemli bir macera etrafında gelişiyor.
- The story revolves around a mysterious adventure.
Bütün başlangıçlar zordur.
- All beginnings are difficult.
Doğum,bir şekilde,ölümün başlangıcıdır.
- Birth is, in a manner, the beginning of death.
1. The advent of revolution.
2. The advent of technology.
It was much more difficult than we initially thought.
- Es war weitaus schwieriger, als wir anfänglich geglaubt hatten.
Initially I found it difficult to deal with my new environment.
- Anfangs war es nicht einfach für mich, mit meiner neuen Umgebung klar zu kommen.